Cinnet geçiren bir saldırgana açık mektup
Erdoğan, çıldırdın mı sen?
Gerçekten tamamen çıldırdın mı? Hakikaten Telaviv delisi Netanyahu
ile kim Üçüncü Dünya Savaşı’nı çıkaracak diye yarışa mı girmek
istiyorsun? Türk ekonomisini son on yılda geliştirip naçizane bende bile
oluşan itibarını, hepsini askeri harekâtınla yıkmak mı istiyorsun?
Ne oluyor sana? İki yıl önceye kadar İsrail’i Gaze’daki savaş ve
işgal politikaları dolayısıyla saygıyı hakeden bir şekilde
eleştiriyordun. Ama 2011 baharından, Libya’dan bu yana taraf
değiştirdin, “Kaddafi rejimine” (Hey “Erdoğan rejimi” mi yazsam acaba?)
karşı saldırıyı destekledin ve şimdi Suriye’ye karşı en ön cephedesin.
Seni böyle davranmaya iten ne? Yeni Osmanlı rüyası mı? Ya da birisi bu
iş için sana para mı veriyor? Gülen efendi mi?
Dikkatini çekerim Erdoğan, Osmanlının katıldığı son savaş olan
Birinci Dünya Savaşı’nda imparatorluk çökmüş, Atatürk ancak mevcut
Türkiye topraklarını kurtarabilmişti. İkinci Dünya Savaşı’nda doğru
yapıp dışarıda kaldınız. Niye üçüncüsünde dörtnala halkını yok olmaya
götürüyorsun? Yoksa Sam amca ve Bibi Netanyahu’nun sizi kurtaracağını mı
düşünüyorsun?
Şimdi niye heyecanlanıyorum? 3 Ekim’den bu yana Suriye’yi topçu
ateşine tutuyorsunuz. Daha önce orada korku ve dehşet yaratan
teröristleri silahlandırdınız. Sınır şehirleriniz teröristlerin askeri
kamp alanları oldu. Dün gece de Moskova’dan gelen bir Suriye yolcu
uçağını askeri malzeme taşıdığı için inişe zorlayarak, kafalara bir
tokmak indirdin. Bu kadar iki yüzlü olunabilir mi? Tonlarca yüksek
teknolojili askeri malzemeyi teröristlere veriyor, sonra da sivil bir
uçakta sivil yolcuların bavullarında elbombası olarak kullanabilecekleri
traş makinelerini arıyorsunuz. Vahşi Batı’da mıyız? Sanırım böyle bir
şey daha önce olmadı.
Almanya’da bir Türk yolcu uçağını inişe zorlasak. Gümrük memurları
da vatandaşlarınızın Almanya’ya bir şeyleri kanunsuz soktuğunu tespit
etse. Alman hükümeti de bunların ülke güvenliğini tehdit ettiğini iddia
edip sizi, büyük kumandan efendiyi mi sorumlu tutmalı? BM Güvenlik
Konseyi’ni olağanüstü toplantıya mı çağırmalı? Ve bir kaç kere, savunma
amacıyla sınır ötesinden topçu ateşi mi açmalıyız? Hiç merak etme, size
çok yakın, hemen köşede bir kaç savaş gemimiz var. Ne? Olmaz mı? Bunu
uluslararsı hukuka aykırı bir saldırganlık olarak mı görüyorsun? Ama
Suriye’ye karşı sen de tam böyle davranıyorsun.
Bildiğim kadarıyla halkın savaş istemiyor. Milletine, Türklere
kulak ver. Aklın ve barışın yoluna dön. Türk milleti büyük tarihiyle
büyük bir millet. Türk milleti başına büyük bir önderi hakediyor.
Yabancıların parası veya delice hayalleriyle kendini baş kumandan sanan
birini değil.
Jürgen Elsässer, 11.10.2012, Elsässer’in Sayfası,(http://jürgenelsässer.worldpress.com)
www.Compact-magazin.com (Çeviri: A. Çorum)
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen